7 Aralık 2021 Salı

MUTLU YILLAR

 

Bir yılın bitişi, bir yenisinin başlangıcı, yeni umutlar, yeni kaygılar, yeni yıl…Sadece yılın başlangıcı değil geçmişten süregelen figürleri, kulağımıza çalınan yeni yıl melodileri, süslemeler, pırıltılar, müzik, kar eğlenceleri, aile buluşmaları ve tabi ki bu buluşmalarda başrolleri kimseye kaptırmayan özenli yılbaşı sofraları hepimizde güzel duygularla karşılık buluyor. 

Işıl ışıl hazırlanan yılbaşı sofralarında, her milletin kendine özgü ritüelleri ve yanında gelenekselleşmiş tarifleri yer alıyor. Yeni yıl sofralarında kendilerine her sene yer bulan özel yemekler hem o toplumun yapısından ip uçları taşıyor, hem de farklı kültürlerin damak tatlarını soframızda misafir etmemize olanak sağlıyor. Danimarka’da flaeskesteg isimli kızarmış et yemeği, yanında et sosu, karamelize patates ve ılık kırmızı kabak eşliğinde sofralarda yer alırken, tatlı olarak bademli, kremşanti ve vanilya ile pişirilmiş pirinç lapası ris a'la mande yılbaşının özel tariflerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. İtalya’da yılın son akşam yemeğinde sofraya konan bir salata: takviye salatası. Karnabahara zeytin, kapari, beyaz sirke ve ançüez eklenerek yapılan salata yokluk yıllarından kalma bir gelenek. Azaldıkça, içine evde kalan sebze ve deniz ürünlerinden takviye yapılmasından ismini alan bu salata, günümüzde eski günleri hatırlatması bakımından mutluluk kaynağı olarak görülüyor. Portekiz’de ise geleneksel yılbaşı yemeği consoada, önceden tuzlanıp kurutulmuş morina balığının haşlanmasıyla yapılıyor ve patates, yumurta, soğan ve bezelye ile servis ediliyor. Çiğ soğan, sarımsak, maydanoz ve zeytinyağından yapılan sosla tamamlanan yemek bu özel günde oldukça fazla tercih ediliyor. Norveç’te yılbaşı sofrasında eksik olmayan bir yemekse, en az sekiz saat pişirilen kuzu kaburgası ve kurutularak pişirilen kuzu kafası. 1700’lerden kalma geleneğe göre de en az yedi çeşit yılbaşı kurabiyesinin sofrada bulunması gerekiyor. İsviçre’de et parçaları uzun çatallara batırılarak ortada kaynayan bouillon çorbasına konuyor ve bu şekilde pişmesi sağlanarak yeniliyor. Rusya’nın içine yumurta pilav konulabilen, elma ve kabakla servis edilen doldurulmuş kazı, Yeni Zelanda’da pişen balerin eteği gibi zarif yılbaşı pavlovası, Meksika’nın tavuklu tamalesi ve daha bir çok lezzetli ve özenli tarif her sene yılbaşı sofralarını süslüyor. 

Türk sofralarında hepimizin büyük zevkle yediği kestaneli iç pilavlı tavuk ya da hindi dolmasının yerini bizim gözümüzde hiç bir tarif tutamazken, sıcacık çorbalar, patlıcanlı, yoğurtlu mezeler, humus, fava, zeytinyağlı çeşitlerimiz, dolmalar, sarmalar, yanında tatlılar, bolca meyve, kuruyemiş ve çerezlerin yanında son zamanlarda zencefilli tarçınlı mis kokulu yılbaşı kurabiyeleri de soframızda yerini kalıcılaştırma yolunda ilerleyip giderek yaygınlaşıyor.

Yılın en ışıklı zamanı bizlere keyfi, eğlenceyi, beraberliği ve sahip olduklarımıza şükrü hatırlatırken, aynı zamanda millet, kültür ve hatta aile olarak her ne kadar farklılıklara sahip olsak da zamanı geldiğinde ortak heyecan ve mutluluklarla hazırladığımız yılbaşı sofralarımızın temennisi hep aynı: 

"Mutlu yıllar."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder