Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder
misiniz?
İsmim Abdulkadir Özdemir. Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinde Dünyaya
geldim. İlk öğretimimi Uzun Mustafa İlkokulu’nda tamamladım. Daha sonra
Kaynaşlı Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Mutfak Sanatları bölümünden mezun
oldum. 26 yaşındayım. Bir ailenin ilk çocuğuyum, dört kardeşim var.
2. Şef olmaya nasıl karar verdiniz? Bu mesleği
seçerken size ilham veren biri oldu mu?
Önceleri yaşadığım ilde aşçılık bölümü yoktu. Daha sonra
ilimizde Turizm ve Otelcilik bölümü açıldı. Lise tercihi yapacağım dönemde
ilkokuldaki matematik öğretmenim beni bu bölüme yönlendirdi. Zaten
çocukluğumdan beri bu mesleğe ilgim vardı. Henüz yedi yaşlarımdayken pasta
yapmaya başlamıştım. Hatta daha da küçükken bahçede çamurdan pastalar yapar,
kopardığım çiçeklerle süslerdim. Okula kayıt olduktan sonra “Evet, ben bu
mesleği yapmak istiyorum” dedim. Zaten bu alanda bir yeteneğimin olduğunun
farkındaydım. Okul aracılığıyla yaptığım stajda da mesleğe daha fazla ilgi
duymaya başladım ve bu mesleğe yöneleceğimden emin oldum. Böylece şef olmaya
karar verdim.
3. Mezun olduktan sonra kariyer süreciniz nasıl
ilerledi? Nerelerde çalıştınız?
Mezun olduktan sonra önce Düzce'de çalışmaya başladım. Staj
yerimde görev alan bir şefimiz vardı. Mezun olduktan sonra da bana iş
teklifinde bulundu. Düzce’de yeni açılan “Koruköy” isimli büyük bir restoran vardı.
Orada çalışmaya başladım. Daha sonra şefimin isteği üzerine farklı bir
restorana geçtim. Ondan sonra da Antalya’ya gittim. Antalya'da beş yıldızlı bir
otelin mutfağında çalıştım. Oradan da Kıbrıs’a gittim. Daha sonrasında da restoran
açtım.
4. İşletme açmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreci bize anlatır mısınız?
İşletme açma hedefim zaten vardı ama pandemi sürecinden dolayı bunun erken olduğunu düşündüm. Benim babam Düzce’de güpür, perde üretimi üzerine tekstil fabrikası olan biri. Pandemi sırasında boşta durmamam için bana bir tekstil atölyesi açtı. Tabi benim hiç sevmediğim bir işti. Benim tek sevdiğim iş kendi mesleğim. Baktım, çalışamıyorum. Bir gün bir yatırımcı geldi ve dükkanı satın almak istediğini söyledi. Ben de tekstil atölyemi o gün içinde sattım. Daha sonrasında da bu işletmeyi açtım.
5. Ürün tedariki sırasında nelere önem verirsiniz?
Ürünün tazeliği, kalitesi ve markası çok önemli. Tabi her
marka kalitelidir diye bir kaide yok. İlk önce lezzetine bakıyorum, kalitesine
bakıyorum o şekilde seçim sağlıyorum.
6. Gastronomi - müzik ilişkisinin işletmeniz
üzerindeki tesirini nasıl açıklarsınız?
Her bireyin damak zevki yemekte nasıl farklıysa müzikte de
öyle. Yaptığınız yemek ve müzik bulunduğumuz bölgeye göre de değişkenlik
gösteriyor. Bunların doğru orantılı olması lazım. Yani bulunduğunuz bölgede
verdiğiniz yemek halka nasıl uyumluysa müziğin de aynı şekilde uyumlu olması
gerekiyor. Yemekle müzik çok bağdaşan bir şey gibi geliyor bana. Örneğin bir akşam yemeği yerken arkadan hoş
bir müzik gelmesi benim için vazgeçilmez bir şey diyebilirim.
7. Yönetici - çalışan ilişkisi sizce nasıl olmalı?
Bu hususta nelere önem verirsiniz?
Çalışma arkadaşlarımı seçerken muhakkak kendilerine vizyon
sahibi olup olmadıklarını, gelecekte ne için ne yapmak istediklerini, benim
yanımda neden çalışmak istediklerini soruyorum. Yanımda bu işi gerçekten yapmak
isteyen insanlar olması gerekiyor. Belli ölçüde saygınlık da doğru orantılı
olarak buradan geliyor. Benim çalışan ve işveren arasında en çok dikkat ettiğim
husus saygınlık çizgisidir. Biz çalışanlarımla aynı zamanda arkadaş gibiyiz. Yeri
gelir şakalaşırız ama herkes yerini bilir. Ben çizgimi bozmamaya dikkat
ediyorum. Bir yerde okumuştum “Emretmeden yönetebiliyorsanız, gerçekten
lidersiniz demektir”. Ben çalışma arkadaşlarımdan bir şey isterken rica üzerine
konuşmaya dikkat ediyorum.
8. Yeni mezun ya da mezun olacak gastronomi
öğrencilerine ne önerirsiniz?
Gastronomi dediğimiz bölüm kesinlikle bizim okullarda, bizim
öngördüğümüz şekilde değil. Gastronomi ayrı, yöneticilik ayrı, mekan sahibi
olmak ayrı. Şunu söylemek istiyorum: Kesinlikle kolay olduğunu zannetmesinler.
Gastronomi dediğimiz şey evde yemek yapmakla aynı şey değil. Kesinlikle çok
disiplin gerektiren bir iş. Özel hayatınızın asla olmadığı bir iş. Zaten biz
hizmet sektöründeyiz. Hizmet sektörünün en yoğun olduğu günler zaten bayramlar
tatiller olduğu için o günlerde biz çalışıyor oluyoruz, kesinlikle çok zor.
Kolay bir meslek değil, yılmamalarını tavsiye ediyorum arkadaşlara. Çok fazla
araştırmacı olsunlar. Kesinlikle ben oldum ya da evet bitti demesinler. Devamlı
olarak not alsınlar.