28 Mayıs 2022 Cumartesi

GastroAnadolu Şef Sohbetleri: Abdulkadir Özdemir

      Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

İsmim Abdulkadir Özdemir. Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinde Dünyaya geldim. İlk öğretimimi Uzun Mustafa İlkokulu’nda tamamladım. Daha sonra Kaynaşlı Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Mutfak Sanatları bölümünden mezun oldum. 26 yaşındayım. Bir ailenin ilk çocuğuyum, dört kardeşim var.

2.     Şef olmaya nasıl karar verdiniz? Bu mesleği seçerken size ilham veren biri oldu mu?

Önceleri yaşadığım ilde aşçılık bölümü yoktu. Daha sonra ilimizde Turizm ve Otelcilik bölümü açıldı. Lise tercihi yapacağım dönemde ilkokuldaki matematik öğretmenim beni bu bölüme yönlendirdi. Zaten çocukluğumdan beri bu mesleğe ilgim vardı. Henüz yedi yaşlarımdayken pasta yapmaya başlamıştım. Hatta daha da küçükken bahçede çamurdan pastalar yapar, kopardığım çiçeklerle süslerdim. Okula kayıt olduktan sonra “Evet, ben bu mesleği yapmak istiyorum” dedim. Zaten bu alanda bir yeteneğimin olduğunun farkındaydım. Okul aracılığıyla yaptığım stajda da mesleğe daha fazla ilgi duymaya başladım ve bu mesleğe yöneleceğimden emin oldum. Böylece şef olmaya karar verdim.

3.     Mezun olduktan sonra kariyer süreciniz nasıl ilerledi? Nerelerde çalıştınız?

Mezun olduktan sonra önce Düzce'de çalışmaya başladım. Staj yerimde görev alan bir şefimiz vardı. Mezun olduktan sonra da bana iş teklifinde bulundu. Düzce’de yeni açılan “Koruköy” isimli büyük bir restoran vardı. Orada çalışmaya başladım. Daha sonra şefimin isteği üzerine farklı bir restorana geçtim. Ondan sonra da Antalya’ya gittim. Antalya'da beş yıldızlı bir otelin mutfağında çalıştım. Oradan da Kıbrıs’a gittim. Daha sonrasında da restoran açtım.

4.     İşletme açmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreci bize anlatır mısınız?

İşletme açma hedefim zaten vardı ama pandemi sürecinden dolayı bunun erken olduğunu düşündüm. Benim babam Düzce’de güpür, perde üretimi üzerine tekstil fabrikası olan biri. Pandemi sırasında boşta durmamam için bana bir tekstil atölyesi açtı. Tabi benim hiç sevmediğim bir işti.  Benim tek sevdiğim iş kendi mesleğim. Baktım, çalışamıyorum. Bir gün bir yatırımcı geldi ve dükkanı satın almak istediğini söyledi. Ben de tekstil atölyemi o gün içinde sattım. Daha sonrasında da bu işletmeyi açtım. 

5.     Ürün tedariki sırasında nelere önem verirsiniz?

Ürünün tazeliği, kalitesi ve markası çok önemli. Tabi her marka kalitelidir diye bir kaide yok. İlk önce lezzetine bakıyorum, kalitesine bakıyorum o şekilde seçim sağlıyorum.

6.     Gastronomi - müzik ilişkisinin işletmeniz üzerindeki tesirini nasıl açıklarsınız?

Her bireyin damak zevki yemekte nasıl farklıysa müzikte de öyle. Yaptığınız yemek ve müzik bulunduğumuz bölgeye göre de değişkenlik gösteriyor. Bunların doğru orantılı olması lazım. Yani bulunduğunuz bölgede verdiğiniz yemek halka nasıl uyumluysa müziğin de aynı şekilde uyumlu olması gerekiyor. Yemekle müzik çok bağdaşan bir şey gibi geliyor bana.  Örneğin bir akşam yemeği yerken arkadan hoş bir müzik gelmesi benim için vazgeçilmez bir şey diyebilirim.

7.     Yönetici - çalışan ilişkisi sizce nasıl olmalı? Bu hususta nelere önem verirsiniz?

Çalışma arkadaşlarımı seçerken muhakkak kendilerine vizyon sahibi olup olmadıklarını, gelecekte ne için ne yapmak istediklerini, benim yanımda neden çalışmak istediklerini soruyorum. Yanımda bu işi gerçekten yapmak isteyen insanlar olması gerekiyor. Belli ölçüde saygınlık da doğru orantılı olarak buradan geliyor. Benim çalışan ve işveren arasında en çok dikkat ettiğim husus saygınlık çizgisidir. Biz çalışanlarımla aynı zamanda arkadaş gibiyiz. Yeri gelir şakalaşırız ama herkes yerini bilir. Ben çizgimi bozmamaya dikkat ediyorum. Bir yerde okumuştum “Emretmeden yönetebiliyorsanız, gerçekten lidersiniz demektir”. Ben çalışma arkadaşlarımdan bir şey isterken rica üzerine konuşmaya dikkat ediyorum.

8.     Yeni mezun ya da mezun olacak gastronomi öğrencilerine ne önerirsiniz?

Gastronomi dediğimiz bölüm kesinlikle bizim okullarda, bizim öngördüğümüz şekilde değil. Gastronomi ayrı, yöneticilik ayrı, mekan sahibi olmak ayrı. Şunu söylemek istiyorum: Kesinlikle kolay olduğunu zannetmesinler. Gastronomi dediğimiz şey evde yemek yapmakla aynı şey değil. Kesinlikle çok disiplin gerektiren bir iş. Özel hayatınızın asla olmadığı bir iş. Zaten biz hizmet sektöründeyiz. Hizmet sektörünün en yoğun olduğu günler zaten bayramlar tatiller olduğu için o günlerde biz çalışıyor oluyoruz, kesinlikle çok zor. Kolay bir meslek değil, yılmamalarını tavsiye ediyorum arkadaşlara. Çok fazla araştırmacı olsunlar. Kesinlikle ben oldum ya da evet bitti demesinler. Devamlı olarak not alsınlar.