28 Aralık 2021 Salı

Bir fincan kavenin kaç yıl hatırı vardır ?

 Kahveleriniz hazırsa sizi 40 yıl hatırı olan bir serüvene çıkarmak istiyorum. Evet doğru tahmin ettiniz bu serüvenin baş kahramanı ‘’Siyah İnci’’ lakaplı, 500 yıllık içme geleneğiyle birçoğumuzun hayatında önemli yeri olan Türk kahvesinden başkası değil.

Türk kahvesi kendine has yapım şekli, tadı ve içimiyle her zaman en çok tercih edilen kahve çeşidi olmuştur. Kökeni Yemen’e dayanan bu hoş kokulu kahvenin tarihi 16. Yüzyıla uzanıyor. Kahvenin 16. yüzyılda Habeşistan’da yani bugünkü adıyla Etiyopya’da yer aldığı ve ismini de burada bulunan Kaffa şehrinden aldığı tahmin ediliyor.

Kahvenin Osmanlıya gelişi hakkında çeşitli görüşler vardır. Ama en çok kabul göreni 1536 yılında Yemen’in işgali sonrası Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın Yemen’de içtiği kahveyi çok beğenmesi üzerine kahve çekirdeklerini İstanbul’a yani saraya getirdiğidir. Akabinde sarayda bulunanlar öyle sevmiş ki bu kahveyi, sırf kahve yapımı için Kahvecibaşları işe alınmış. Alınan Kahvecibaşları en bilgili en sabırlı kişiler arasından seçilmiştir.Kahvecibaşlarından Sadrazamlığa kadar yükselenler de olmuştur. Sarayda yoğun ilgi gören bu içeceğin halk tarafından kabul görmesi de çok uzun sürmemiştir. Yemenli bir tüccarın 1555 yılında Tahtakale’de açtığı kahvehane İstanbul’un ilk kahvehane olarak bilinmektedir.

Kahvenin Avrupa’ya yayılması Osmanlı sayesinde olmuştur. Venedikli tacirler 1615 yıllında Viyana Kuşatması sırasında Osmanlı askerlerinin geride bıraktıkları kahve çekirdeklerini ilk başta hayvan dışkısına benzetmişler. Bunun üzerine ısınmak için kahve çekirdeklerini ateşe atmışlar ve yanan kahve çekirdeklerinin kokusundan mest olmuşlar. Tacirler bunun Osmanlı’da içtikleri kahve olduğunu anlamış ve böylelikle kahve Avrupa’ya yayılmıştır.

Türkçede günün ilk öğünü olarak kullanılan kahvaltı kelimesi kahve ve altı kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Bu da kahvenin Türk kültüründeki yerini önemli ölçüde belirtir niteliktedir. Ayrıca Türk ailelerinde kız isteme törenleri için gelin adayı gelen misafirlere köpüklü Türk kahvesi ikram etmekte hatta bazı yörelerde gelin adayı damat adayına özel tuzlu Türk kahvesi hazırlar, damat adayının bu kahveyi şikâyet etmeden içmesi gelini çok sevdiğini ve onun için tüm zorluklara katlanabileceğini simgelemektedir.

Türk kahvesi sunumu ile de diğer kahvelerden farklıdır. Günümüzde Türk kahvesi su ya da maden suyu ile ikram edilir. Kahvenin yanında su verilmesinin nedeninin Osmanlı’ya dayandığı düşünülmektedir. Bir misafir geldiğinde kahve ile su ikram edilir, misafir suyu önce içerse karnının aç olduğunu; kahveyi önce içerse tok olduğunu belli edermiş. Su ile ikram edilmesinin bir diğer açıklaması da şöyle; kahve içiminden önce su ile ağız temizliği yapılır, bu şekilde su içen kişi, kahvenin tadını daha iyi almaktadır.

Türk kahvesinin bu kadar benimsenmesinin başka bir nedeni ise dünyada falına bakılan tek kahve olmasıdır. Kahve içilip bitirilir, biten kahve fincanının ters çevrilip soğuması beklenir daha sonra fincanın içinde kalan telvenin şekline bakılıp yorumlanmasıyla fal bakma geleneğinin de Osmanlı’dan günümüze geldiği bilinmektedir. Osmanlı’da haremdeki cariyeler tarafından bir tür eğlence aracı olarak üretilmiş olan fal bakma geleneği günümüzde hala devam etmektedir. Hatta Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği ismiyle UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras listesine girmiştir.

Yazıya başlarken Türklerin kahve için söyledikleri sözlerden yararlandım bitirirken Nobel ödüllü şair ve müzisyen Bob Dylan’dan bir alıntı yapmak istiyorum:

‘’Bir fincandaki kahve gibidir hayat bazen tatlı bazen değildir 

Önemli olan kahvenin tadı değildir zaten,

Onu kiminle içtiğinizdir.’’

 Sizlerin de kahveleri hep güzel insanlarla içmeniz dileğiyle.

Kaynakça:

Kemalettin K.,M.Sabri K.(2015).Türk Kahvesi. İstanbul: YKY Yayınevi

Yazar: Sümeyye Betül KAYIR 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder